ÖNCE-SONRA
NERDEN ÇIKTI?
Evim Dergisi bu ay haberini yapmış: Heimtex Tekstil Fuarı öncesinde Heimtex Trendtable grubunun öne çıktığını belirlediği 4 eğilimden biri de “Colour Riot”mış. Yani şudur: parlaklık, gökkuşağı renkleri, çizgililer, grafik ve geometrik figürler, ışıltılı malzemeler… Şimdi bu bilginin ışığında ben size pekala “Evet bu dolapları Heimtex öncesi trendleri inceleyerek tasarladım, hıhı..” diyebilirdim.. Yok demiyorum… Benim ilham kaynağım yıldızı yeni parlayan bir trend değil, çooook eskiden kalma bir tatlılık! Bu dolap kapakları da o topilik ayıcıkların kocaman göbeklerine, popolarındaki kalplere, şişko şişko sırıtan yıldızlara, pofik buluttan arabalara karşı yıllardır beslediğim sevginin manifestosudur!
MALZEMELER
*1 kalın boya fırçası (Bauhaus)
*1 ince boya fırçası (Bauhaus)
*Baz renkte akrilik veya su bazlı boya (Elimde kalan duvar boyası -Elegans Anti-aging yarımat mix B1 baz 0002-, bu iş için akrilik boya alacaksanız üç-dört küçük tüp yeterli olacaktır)
*Renkli akrilik boyalar (toplam 6 renk S. Mavi, Uçuk Nane, Su, Pastel Sarı, Somon, Toz Pembe, S. Pink, Tex.Co., Bauhaus)
*1 zımpara kağıdı (Bauhaus)
*Parlak vernik (Bauhaus)
*Maskeleme Bandı (Bauhaus)
*Makas
*Eski gazeteler
*Bez veya ıslak mendil
Çok evde gördüm benimkine benzer sevimsiz mutfak dolaplarından. Ve fakat bu evlerin çoğu kiraydı ve mutfağı yenilemek pek mümkün değildi. Benimki gibi! Ne zamandır bir değişiklik yapmak istiyordum ve kapakların bu işe en uygun, en az zahmetle maksimum etki yakalanabilecek alanlar olduğuna karar verdim, en sonunda bu hafta planlarımı gerçekleştirebildim.
Kapaklarınız düz değilse, benimkiler gibi ufak da olsa kare-dikdörtgen-oval, herhangi bir atraksiyonel havuzcuğa, çerçeveye sahipse işiniz çok kolay. Zira ne menteşe-kulp sökmekle, ne de dolap kapaklarını çıkartmakla uğraşacaksınız. Resimlerde gördüğünüz etkiyi iki-üç günlük bir süre içinde 2'şer 3'er saatinizi bu işe ayırarak uygulayabilirsiniz. Yok eğer kapaklarınız düzse istediğiniz şekli maskeleme bandıyla da oluşturarak resimlerde gördüğünüz hale getirebilirsiniz.
ADIM ADIM
İLK GÜN
Zımparalama: Öncelikle zımparayı elime oturacak boyutta kestim. Orta sertlikte bir zımpara kullandım. 10 x 15 cm ölçülerinde 6 dikdörtgen tüm kapaklarıma yetti. Zımparanın kullanılamaz hale geldiğini harcadığınız efor karşılığı alamadığınız verimden anlayacaksınız :) ama illa kural koymak gerekiyorsa bir zımparayla iki tane kapak zımparalayabilirsiniz. Çerçeveleri de mümkün olduğunca zımparalamaya çalıştım ama dışına taşırıp boyanmayacak alanın cilasına zarar vermemek lazım.
Zımpara yapmaktaki amaç ahşabın üstündeki parlak cilada mikro pürüzler oluşturarak sürülecek boyaya tutunması için yüzey sağlamak. Aşkolsun, yoksa size bir de astar çektireceğimi mi sandınız?!
Temizleme: Zımparadan sonra “tozlu” görünen yüzeyi ıslak-nemli bir bezle temizledim. Her türlü zımpara kalıntısının çıktığına emin olun, eğer köşelerde, oyuklarda, yivlerde bu tür tozlar kalırsa boya yüzey yerine onlara yapışır ve maskeleme bandını çekerken parça parça düşebilir. Madem uğraşıyoruz, uzun ömürlü olsun.. Hı ama paranoyaklık da yapmamakta fayda var, ıslak bezle sildiğiniz yerler zımparaladığınız için kuruyunca, resimdeki gibi, biraz daha mat görünecek –görünmeli- yüz kere aynı yeri silmeye de gerek yok ; )
İpin ucu: Yeni doğan bebekler için üretilmiş ve yalnızca saf su içeren ıslak mendiller var. Her türlü işte çok faydalı oluyor… Onlardan edinebilirsiniz. Hem bezleri sonra atıp yıkamakla uğraşmaz, temiz çalışırsınız, hem de böylesi daha kolay!
Fonun Boyanması: Orta kalınlıkta, ucuz yollu, çok sert olmayan bir boya fırçası aldım, boyamdan damlamayacak kadar az ama yüzeyi kapatabilecek kadar çok alarak yüzeye dikdörtgenin uzun kenarı yönünde sürdüm. Ben boyayı dikey uyguladım.
Eğer benimki gibi çıkıntılı çıtalardan oluşturulmuş bir dikdörtgeniniz varsa ve oraları örnekteki gibi farklı –ve daha koyu- bir renge boyamayı düşünüyorsanız şimdilik maskeleme bandına ihtiyacınız yok. Kenarlarda boşluk bırakmamaya dikkat ederek, yer yer –kaçınılmaz olarak– çıtanın üstüne taşarak boyayın. Önemli olan çıtanın dışına taşmamak… Ama çıtayı da aynı renge boyayacaksanız bu aşamada çıtanın etrafındaki alanı korumak için maskeleme bandı kullanmalısınız. Aynı şekilde ortadaki alanı koyu, çıtayı açık bir renge boyuyorsanız ve açık rengin kapatıcılığından şüphe ediyorsanız bu aşamada çıtayı maskeleme bandıyla kapatmakta fayda var. Ancak kenar ve köşelerdeki girintilerde boyanmamış alan kalmamasına dikkat edin.
Boyanız benimki gibiyse ilk katta pek bir kapatıcılık sağlayamayacaksınız. Bütün kapakları boyayınca ilk boyadığınız kapağa dönerek –boyanın hafifçe dokunduğunuzda dağılmayacak kadar kuruduğunu varsayıyorum, eğer henüz kurumadıysa biraz bekleyin- ikinci katı, daha sonra renkte hala eşitsizlik ve dalgalanma varsa üçüncü katı atın. Benim dolaplarımda üç kat boya var.
Ben bu noktada kendime güzel bir kahve yaptım ve bu günlük bu konuyu kapattım. :)
İKİNCİ GÜN
Maskeleme: 24 saat sonra su bazlı boya tamamen kurudu. Maskeleme bandını aldım ve resimdeki gibi verev çizgiler oluşturmaya başladım. Ben dolabın üst dış köşesinden kulpa kadar bir hat çekerek bunu baz aldım, geri kalanını paralel yapıştırdım. Siz daha dik veya daha eğik çizgiler istiyorsanız maskeleme bandıyla oynayın. Ancak daima ölçerek çalışın, simetri bu tasarımın güzel veya uyduruk görünmesinde belirleyici olan etkenlerden biri…
Eğlence! Tebrikler, her türlü sıkıcı-yorucu-zevksiz amelelik kısmını atlattınız, sırada işin en eğlenceli kısmı var: renkli boyalarınızı ve ince fırçanızı kaptığınız gibi isterseniz gökkuşağı düzeninde, isterseniz karışık karışık çizgilerinizi boyamaya başlayın! Tüm çizgiler bittikten sonra gerekiyorsa ikinci katı da sürebilirsiniz, daha canlı bir etki yapacaktır. Boyama işi bitince maskeleme bandını çıkartmak için –biliyorum çok zor ama– en az bir saat bekleyin. Daha erken çıkartmaya çalışırsanız boya dokunduğunuzda kuru olsa da bandı çıkarırken elinizde kalabilir… Bir saatten önce maskeleme bandına doğru yapacağınız her hamlede oje sürdükten sonraki bir saati düşünün!
Maskeleme bandını çıkartmak için en az bir saat beklemek gerektiğini unutmayın!
Bugünlük işimiz bitmiştir!
ÜÇÜNCÜ GÜN
Koruma ve Parlatma: Boyaların tamamen kurumasını beklediğim ve mutfağa gelip gidip şaheserime aşık aşık baktığım bir 24 saatin ardından vernik zamanı geldi. Su bazlı ve akrilik boyalarla boyadığım için mutfak gibi yoğun kullanılan bir alanda boyayı korumak gerekiyor. Vernikte kural şu: ne kadar parlak olursa o kadar dayanıklı. Ama zaten renkler pırıl pırılken mat verniği benim de canım pek istemiyordu… En parlağından(!) verniğimi akrilik boyanın değdiği her yere, ama yalnızca akrilik boyanın değdiği yerlere, iki kat sürdüm. Spray verniklerden uzak duruyorum. Hem geçmiş tecrübelerimde sarardıklarına şahit oldum, hem de böyle bir uygulamada spray vernik kullanmak için boyanmayan her yeri maskeleme bandı ve naylonlarla korumaya almak gerekiyor. Evet sprayin uygulanması daha pratik, ama hazırlık safhası fırçayla uygulamaktan daha meşakkatli. Kişisel tercih meselesi sonuçta, ay lav fırça!
Verniği de uyguladıktan sonra iş sadece etrafta dikkatli hareket etmeye kalıyor… E dolayısıyla ben de alanı terk edip gittim bir pizza söyledim hemen :)
Ben Fox Channel'den Micheal, Deniz hanım çok başarılı bir çalışma, sizi Ellen DeGeneres show'da görmek istiyoruz. Saygılar:)
YanıtlaSilZFK...
çok hoş olmuş bu ya :D
YanıtlaSilbende beklerim ^^
xx
http://youshoulddancewithme.blogspot.com/
@ michael: bunu martha'yı gücendirmeden nasıl yapabiliriz, görüşelim ;)
YanıtlaSil@ uftade: teşekkür ederiim. senin o soldaki pinup'ın ne kadar güzelmiş öyle bu arada, hmm ;)
Nasıl birden bambaşka bir hava vermiş inanılmaz, sıradan bir mutfak cıvık cıvıl olmuş :)
YanıtlaSilÇok beğendim, elinize sağlık.
:) teşekkür ederim. en büyük ve meşakkatli kısmı bitti ama mutfakla işim bittiğinde onu annesi bile tanıyamayacak :P
YanıtlaSilHamaratsınız gördüğüm kadarıyla,insanın el becerilerinin olması ne güzel.
YanıtlaSilne kadar yeteneklisin ne güzel olmuş :) güle güle kullan.
YanıtlaSil@ Aydınlık Bahçe: Hamaratlıktan ziyade obsesiflik benimki! :) bir de ihtiyaç tabi, canım mutfağa girmek istemiyordu kapanç, kahverengi halindeyken...
YanıtlaSil@ ♥Unicorn♥ : teşekkür ederim, evet çok mutluyuz ^^
Allammm ya üniversitedeyken ev arkadaşı olaymışık keşke :) bayıldım bayıldım. O mutfakta kek yapmak istiyorum tarçınlı <3
YanıtlaSiltarçınlı kek mi? içerde boş bi odam var hala! :P
YanıtlaSilhmmm adresi alayım hemen. adrese teslim keki göndereyim. ben tasınamam ama arada ziyarete gelirim ellerim dolu :))
Silvalla bravo süper bi çalışma olmuş..kendinizi motive etmenizde çok güzel..maaşallah diyelim de nazar değmesin..:)
YanıtlaSil@ Rüzgara Doğru: Tek başına yenen keki napiyim ama? Bence de ziyarete gel :)
YanıtlaSil@ Bilge ESEN: Çok teşekkürler :) Motivasyon derken mutfak kullanılamaz olduğu için mütemadiyyen yediğim pizzaları kastediyorsanız evet motivasyonum tamdı gerçekten :P
herşey çok güzel, hayal gücünüze de ayrıca hayran kaldım. yaptıklarınız (örneğin mutfak kapakları) o kadar hoş olmuş ki insan görünce en azından denemek istiyor. hatta yapılışı da heveslendirecek kadar kulağa eğlenceli geliyor. ama şu işe zımparayla başlama kısmı bütün hevesi aldı götürdü desem yeridir :P
YanıtlaSilpekiii... size şunu sorsam:
bu çalışma zımpara faslı atlanarak yapılsa ne olur? nasıl olur ya da neden olmaz?
Çok teşekkür ederim :) Eğlenceli olduğunu düşünmeniz beni çok sevindirdi.^^
SilGelelim zımparalama meselesine, ki gerçekten çok zevkli değil. Altındaki yüzeyin ham ahşap olması halinde bu faslı atlayabilirseniz ama herhangi bir boya, parlak bir yüzey üstünde çalışıyorsanız bütün emeğe yazık olma ihtimali çok yüksek. Süreceğiniz boyanın yüzeye tutunabilmesi için mikro pürüzler yaratıyoruz aslında zımpara yaparken. Bu pürüzler olmazsa boyanın çatlaması ve parça parça soyulması/kalkması çok olası. Yazık olur. Hem o kadar zor ve uzun bir zımparalama yapmasanız da olur. Azıcık pürüzlendirmeniz yeterli. Verniği aşındırdığınızı, çıkan tozların kirli sarıdan ağaç tonlarına dönmesinden anlayacaksınız zaten, ki ihtiyacınız olan da verniği soymak. Üşenmece yok yani, zımparadan kaçışı öneremiyorum maalesef :)
hmmm... anladım. zaten kaçarı olsa sizin de "zor" olduğunu belirttiğiniz o faslı atlayacağınızı düşünmüştüm, olumlu cevap almaktan umudum yoktu ama gene de şansımı denemek istedim :))
YanıtlaSilpeki... gerçekten o kadar güzeller ki, zımpara eziyetine rağmen denemeye değer buluyorum :)
ps: smegified :p buzdolabınıza bayıldım
o konudaki fikrimi türkçe söylemek isterdim ama eye candy'i göz şekeri diye çevirsem hiç olmayacak bence :))
cevap için de, hayal gücünüzü paylaştığınız için de... çoook teşekkürler...
umarım fikirlerinizi ve neşenizi paylaşmaya devam edersiniz :)
ben teşekkür ederim yorumlarınız, ilginiz, güzel sözleriniz için. Paylaştıkça neşelendirebiliyorsam ne mutlu bana! :)
YanıtlaSil