Herkesin kendine göre anormallikleri var. Benimki(lerden biri) temalar ve tematik günler, dönemler… Belirli günler ve haftaları özel bir renk paletiyle bağdaştırın yeter! Aklımı yitiriyorum.
Her sonbahar keskin hatları olmayan, yuvarlacık kenarlı, bembeyaz Ege evlerini; mavi cam boncuktan halhalları ve saçlarımdaki deniz tuzunu arkamda bırakamayıp depresyon bulutumu baş tacı yapasım geliyor. Bronz tenimin ve saçlarımın uçlarına doğru uzayan güneşten açılmış tutamların kendi kıyametlerine gidişini devasa bir hüzünle izliyorum. Kıştan nefret ediyorum, Ankara’nın bitmeyen karından, buzundan, donundan, soğuğundan tiksiniyorum. Ama yılbaşı ve beraberinde getirdiği sıcaklık ve yuva hissine AŞIĞIM! Aslında düşünüyorum da Avustralya’ya taşınmak fena bir fikir olmayabilir : )
24.12.2011 gecesinden kesinlikle temsili olmayan bir fotoğraf ^^ The night of 12.24.2011. Mind you, it's an original photo! ^^ |
Sonra herkes ufak ufak yataklara dağıldı. Ev ağaçtan yayılan yumuşak ışıklarla usul usul parıldarken, şaraptan kollarım ağırlaşmış vaziyette bir yandan makyaj temizleme ritüelini yürütmekle, bir yandan da uykuya geçmekte olan caanım insanlara göz ucuyla bakıp mutlu olmakla meşguldüm –ki pencerenin dışında, sokak lambasıyla dev çam ağaçlarının altına yılın ilk karının kocaman kocaman taneler halinde yağmakta olduğunu fark ettim! Pencereye yapışıp görüntünün güzelliği karşısında omuzlarım düşmüş bir halde dikilirken diğerleri de ufak ufak doluşmaya başladılar pencerenin önüne. İki kişi-üç kişi derken yatak odasının penceresinin önünde bütün ev ahalisi hayran hayran (as opposed to aval aval!) gecenin köründe, yılbaşı temalı bir kartpostalı andırmaya başlayan görüntüye kilitlenmiş, durup dururken sevgi ve umutla ilgili iç açıcı düşüncelere dalmıştı (bi çeşit “öpüjem” state of mind!). Şimdi değerlendiriyorum da, “noel mucizesi” denen olguya en çok yaklaştığım an geçtiğimiz yıl olsa gerek…
Everyone has their antiques. Mine, among many, is a soft spot for themes and thematic holidays.
Every Autumn I get depressed, for I cannot let go of white Aegean houses with round edges, anklets made of blue glass beads and the fresh iodine scent in my hair easily. I feel sorry for my doomed suntan and highlights moving down my hair length to their inevitable end. I hate winter and all the misery Ankara’s never-ending snow has to offer. But I just LOVE Christmas time. Maybe I should move down to Australia to have my cake and eat it too! : )
Not many among my friends share my anomaly. Yet by a stroke of luck, I had very dear friends over on last Christmas Eve. One was visiting from New York, the other from İstanbul, and we had mulled wine and apple pie, not to mention the ginormous Christmas tree and the best fake crackling fireplace ever. After the traditional heart warming movie ended with the obligatory cliché of “It’s a Christmas miracle!” bottom line, everyone went to bed and the house kept glowing with the dim lights of the twinkling Christmas tree.
Not many among my friends share my anomaly. Yet by a stroke of luck, I had very dear friends over on last Christmas Eve. One was visiting from New York, the other from İstanbul, and we had mulled wine and apple pie, not to mention the ginormous Christmas tree and the best fake crackling fireplace ever. After the traditional heart warming movie ended with the obligatory cliché of “It’s a Christmas miracle!” bottom line, everyone went to bed and the house kept glowing with the dim lights of the twinkling Christmas tree.
Warm with the lightness of being among dear dear friends –and the wine, indeed– I was getting ready for bed. That’s when I realized that the first snow of the season was falling beneath the street light and the giant pine trees across my window. Make no mistake: they were HUGE snowflakes! While I was watching it snow, awe-struck and humbled by its beauty, I felt another fan approaching behind me, then another woke up to the echoes of our enamored murmurs in my small apartment, then another until everyone was standing in front of the window, which by now resembled a Christmas postcard, so peaceful in the dead of the night. It WAS a Christmas miracle, afterall…
NERDEN ÇIKTI?
Her yerdeler. Fiyatları 26,90 TL ile 62,50 TL arasında değişiyor. Neden bilmiyorum. Bir kartelleşme söz konusu olabilir piyasada. Ama hepsi yılbaşı temalı ve hepsi polar. Hiçbiri yalnızca kılıf değil; hepsi benim koltuğuma değil kendi kafasına göre ölçülerde ve hepsi sezon bittiğinde fazla yer kaplıyor.
Az yer kaplayan, zevkime göre renkte ve ebatta, ucuz bir çözüm aradım, buldum! Polar ve keçeden varolan yastıklarıma kılıf diktim bu ay, önümüzdeki ay da yalnızca kılıf depolayacağım : )
THE INSPIRATION IS...
They’re everywhere. Their prices vary between 14.99 $ and 49,99 $. I don’t know the exact reason. Could be an indicator of some secret monopolistic market behavior. But they’re all Christmas-themed and they’re all made of fleece. None are in sizes that suit anything but themselves and none are pillowcases only with no filling, thus taking up a LOT of wardrobe space when the holiday is over.
I wanted a solution for holiday themed sofa pillows that take up minimal stocking space, in colors that suit my current theme and in sizes that suit my sofa. Well I could sew pillowcases to existing pillows with fleece and felt, and save myself the money and way more precious wardrobe space. Man, do I love DIY!